16 Ocak 2012 Pazartesi

Olmazsa olmazlardan ojelerr !!

Senin için olmazsa olmaz  nedir diye sorarlarsa  eğer ilk cevabım kesinlikle oje olur. Okadar alışmışım ki sürmediğim gün kendimi eksik hissediyorum.
Oje ile ilgili  hoşuma giden iki söz var. Şöyle ki:

*Bir kadının en savunmasız hali ; oje sürdükten sonraki 10 dakikadır...:)

*Sol eliyle sağ eline taşırmadan oje sürebilen kadının başaramayacağı şey yoktur !

ve
 bunlarda ojelerim..






15 Ocak 2012 Pazar

Kadınlar susarak gider !!

***

Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.

Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.

Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.

Kadın susarak gider!

En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.



CEMAL SÜREYA

Fotografium Canon 600D Hediye Ediyorrr !

Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor! Yarışmaya katılarak Canon 600D , Manfrotto tripod ve Kata sırt çantası kazanma şansı yakalayın! http://blog.fotografium.com/fotografium-canon-600d-hediye-ediyor/ sayfasını ziyaret ederek yarışma hakkında diğer bilgilere ulaşabilirsiniz.

13 Ocak 2012 Cuma

French'li Tırnaklaaaaarrr =)

Evet finaller bitti, artık Özgürümmmm ! Kafam rahat , düşüncelerim net , beynim kuş gibi hafif . Neyse gelelim esas konuya. Canım arkadaşım Gülru'dan öğrendiğim bir tekniği paylaşacağım sizlerle. Ben daha önce duymamıştım ve bu şekilde fransız manikürü yapmayı yeni öğrendim. Eminim benim gibi yeni öğrenenlerin çok işine yarayacak . Yaptım uyguladım  ve bir kaç dakikamı aldı yada almadı. French yapmak hiiiiiç bu kadar kolay olmamıştıı.

Öncelikle avcumuzun içine biraz beyaz oje damlatıyoruz.
 Daha sonra teker teker tırnaklarımızı ojenin kıyısına koyup yana doğru döndürüyoruz..



 Emin olun Sol eli kullanmakta sağ el kadar kolay  :)


 Ve işte French'li  tırnaklarımmmmm <3





6 Ocak 2012 Cuma

*** Yüzüklerim***

Evet artık anlamlı bir şeyler yazmaya ve paylaşmaya geldi sıra. İlk yazımda kısaca açma sebebimden bahsetmiştim şimdi de yaptığım yüzüklerimi sizlerle paylaşacağım. 
Bir gün can sıkıntısından denemeler yaparken bir de baktım ki ben örerek fiyonk yüzük yapabiliyorum. Daha sonra arkadaşımın(cansu ulamışlı <3 :) ) önerisi üzerine bir de kalpli yapmayı denedim ve sanırım o da oldu :) işte yüzüklerimmm...










Şimdilik yaptıklarım bu kadar. Ama devamı küpe,kolye .. vs şeklinde gelecektir.
Takipte kalın.Sevgiler...

5 Ocak 2012 Perşembe

HOŞGELDİN "yeni yepyeni" bir yıl !

Evet bloguma ilk yazımı yazmaya başlıyorum. Öncelikle bu blogu neden açtım ? Tabikide öylesine yada can sıkıntısından değil. Bu aralar hiç kurmadığım kadar farklı hayaller kuruyorum, daha önce yapmadığım planları yapmaya başladım . Bunların hepsini tek tek buradan duyuracağım. Yeri geldiğinde bu blog da kendimi anlatacağım, içimden geçenleri yazacağım yeri geldiğinde de yaptığım çalışmaları sizlerle paylaşacağım.
Yazımın başlığı "hoşgeldin yepyeni bir yıl". Aslına bakarsanız yeni yılın insanlara bir sürü mükemmellikler getireceğine inananlardan değilim. 31 Aralık gecesi 00:00 ' a çılgınlar gibi 10 dan geriye sayarak girmem. Amaaa.. Sanırım bu yıl benim için bambaşka bir yıl olacak. Bunun nedeni 2011'in son zamanlarında yaşadıklarım olabilir.. Dedim ya "ben kendimi" buldum. İnsanlar bazı şeylerin farkına geç varabiliyorlar.. Uzuuunca bir süre ben kendimi hiç düşünmemişim,  kendi hayallerimi ,planlarımı, hayatımı hep bir başkasına göre çizmişim. İnsan yalnız kalınca kendini farketmeye başlıyor. Kendini tanıyor sanırım.. Meğer benim ne hayallerim varmış, ne planlarım varmış.Yapmak isteyip de yapamadığım ne çok şey varmış meğer.. İnsanları yaşadıkları olgunlaştırırmış, yaşı değilde yaşadığı tecrubeler büyütürmüş . Hataları ve yaptığı yanlışlar insana hayatı öğretirmiş. Bunları öğrendiğim için çok mutluyum ve bana bunları öğreten her şeyden de hiç pişman değilim. Evet dedim ya ben "kendimi" buldum. Hayallerim ve planlarım için  attığım ilk adımda bu blogu açmak oldu.Sanırım HOŞBULDUM :)