30 Ocak 2012 Pazartesi

BAL'da yağlıboya ...

Geçen gün yazlığa gittiğimde yaptığım ilk yağlı boya çalışmalarımı gördüm. Lise hazırlık yada 1. sınıftaydı sanırım bunları yaptığımda. Elime ilk kez fırçayı o zaman aldım  ve ilk kez yağlı boya çalıştım. Devamı geldi mi diye sorarsanız gelmedi malesef  :)  
Bu tabloları yaptığım günler dün gibi aklımda. Bornova Anadolu Lisesinin o mükemmel bahçesinde, resim atölyesinin yanında , etrafımızda ağaçlar kuşlar çiçekler böcekler , bahar aylarının ışıl ışıl güneşi , okulumuz bahçesinin o muhteşem atmosferi eşliğinde önümüzde şovalyelerimiz  ve ellerimizde paletlerle çalışmıştık.. Hatırladıkça çook özlüyorum o günleri.. 

Bunlar tablolarım ...



ve bu da eski okulum BAL'dan bir görüntü. Az çok gözünüzde canlanmıştır anlatmaya çalıştığım atmosfer sanırım.  
Özledim BAL' ı ...


23 Ocak 2012 Pazartesi

HER ŞEY SENDE GİZLİ



Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç..
Sevdiklerin kadar iyisin 
Nefret ettiklerin kadar kötü...
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin.
Yaşadıklarını kar sayma ;
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna.

Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün.
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi;
Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundandır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar insansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın 
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin...

İşte budur hayat !
İşta budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin.
Bunu da öğren ;
Sevdiğin kadar sevilirsin...

CAN YÜCEL

20 Ocak 2012 Cuma

** KARABURUN **

 
 Mis gibi havasıyla , pırıl pırıl deniziyle, sessiz sakin bozulmamış doğasıyla benim cennetim "Karaburun".. Bunlarda çektiğim fotoğraflardan bazıları...


























Bugün de bunu çizdimm :)




Bir gemi olsa
kocaman bir gemi
alıp götürse buralardan beni
unutsam geldiğim yerleri
silinse geçmişin izleri 
 üzüntüler sızlanmalar ağrılar
iyileşse gemide tüm yaralar

bir gemi olsa
kocaman bir gemi
alıp götürse buralardan beni

19 Ocak 2012 Perşembe

** TANGO **


Boş zamanları değerlendirmenin en huzur verici işi benim için sanırım çizim yapmak. Sadece kalemin sesini dinlemek, hayal etmek ve çizmek .. İşte benim mutluluğumm..


Ve buda son haliii ..


Gece karanlık yağmur var dışarda !
Radyoda tango çalıyor kısık bir ses gecenin içinde
Çok derinlerden gelen ..
Şömineye iki odun attım alevleri yakarken yüzümü
Ve kaldığım yerden başladım geceye tekrar
Aynı tango çalıyor...
Adımlar kafamda bir- iki bir-iki
Ne severdin oysa tangoyu ne yakışırdı o yüze
Şimdi sessizce elimde kadehim sensiz dinledim
Ve tadı yoktu o adımların yordu yorgun yüreğimi
Son bir hışımla şerefine kaldırdım gecenin..

Çalarken o son tango....

SALİHA YILDIZ


16 Ocak 2012 Pazartesi

Olmazsa olmazlardan ojelerr !!

Senin için olmazsa olmaz  nedir diye sorarlarsa  eğer ilk cevabım kesinlikle oje olur. Okadar alışmışım ki sürmediğim gün kendimi eksik hissediyorum.
Oje ile ilgili  hoşuma giden iki söz var. Şöyle ki:

*Bir kadının en savunmasız hali ; oje sürdükten sonraki 10 dakikadır...:)

*Sol eliyle sağ eline taşırmadan oje sürebilen kadının başaramayacağı şey yoktur !

ve
 bunlarda ojelerim..






15 Ocak 2012 Pazar

Kadınlar susarak gider !!

***

Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.

Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.

Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.

Kadın susarak gider!

En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.



CEMAL SÜREYA

Fotografium Canon 600D Hediye Ediyorrr !

Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor! Yarışmaya katılarak Canon 600D , Manfrotto tripod ve Kata sırt çantası kazanma şansı yakalayın! http://blog.fotografium.com/fotografium-canon-600d-hediye-ediyor/ sayfasını ziyaret ederek yarışma hakkında diğer bilgilere ulaşabilirsiniz.

13 Ocak 2012 Cuma

French'li Tırnaklaaaaarrr =)

Evet finaller bitti, artık Özgürümmmm ! Kafam rahat , düşüncelerim net , beynim kuş gibi hafif . Neyse gelelim esas konuya. Canım arkadaşım Gülru'dan öğrendiğim bir tekniği paylaşacağım sizlerle. Ben daha önce duymamıştım ve bu şekilde fransız manikürü yapmayı yeni öğrendim. Eminim benim gibi yeni öğrenenlerin çok işine yarayacak . Yaptım uyguladım  ve bir kaç dakikamı aldı yada almadı. French yapmak hiiiiiç bu kadar kolay olmamıştıı.

Öncelikle avcumuzun içine biraz beyaz oje damlatıyoruz.
 Daha sonra teker teker tırnaklarımızı ojenin kıyısına koyup yana doğru döndürüyoruz..



 Emin olun Sol eli kullanmakta sağ el kadar kolay  :)


 Ve işte French'li  tırnaklarımmmmm <3





6 Ocak 2012 Cuma

*** Yüzüklerim***

Evet artık anlamlı bir şeyler yazmaya ve paylaşmaya geldi sıra. İlk yazımda kısaca açma sebebimden bahsetmiştim şimdi de yaptığım yüzüklerimi sizlerle paylaşacağım. 
Bir gün can sıkıntısından denemeler yaparken bir de baktım ki ben örerek fiyonk yüzük yapabiliyorum. Daha sonra arkadaşımın(cansu ulamışlı <3 :) ) önerisi üzerine bir de kalpli yapmayı denedim ve sanırım o da oldu :) işte yüzüklerimmm...










Şimdilik yaptıklarım bu kadar. Ama devamı küpe,kolye .. vs şeklinde gelecektir.
Takipte kalın.Sevgiler...